20 Ocak 2020 Pazartesi
Takiyyeye Dair Bir Kaç Kelam...
Her konuda, her durumda takiyye... O zaman inandırıcılık kayboluyor. Başını aç takiyye... Namaz kılma takiyye... Solcu görün takiyye... İslamcı görün takiyye... Atatürkçü görün takiyye... Ne için bu kadar takiyye? Din için mi? Din içinse bu, dinin neresinde? Din bunun neresinde?
Her şeyin takiyye -rol- mış gibi görünme durumları bana Truman show filmini hatırlatıyor. Hatta insan şunu düşünmeden edemiyor. Yoksa her şey koca bir yalan mı? Tıpkı Truman'ın hayatı gibi... Sanki herkes rol yapıyor, gerçek olan, samimi olan, sahici olan ve acıyı yaşayan bir tek kendisi mi ve kendisi gibi bir avuç insan mı?
Bu kadar takiyyenin olduğu yerde bir süre sonra takiyye gerçeğin yerini alır. Ve artık yapılan her hareket, yaşanilan her taviz gerçeğin kendisi zannedilir... Sadece ilim (Kur'an/Sünnet ilmi ve o ilmin öğrettiği eleştirel yaklaşım, ortaya koyduğu kırmızı çizgiler... Ancak bu ilimler gerçek anlamda, direkt kaynaklardan öğretilmedi, öğretilmiyor...) sahipleri körü körüne rolünü oynamaz. Truman gibi şüphe duymaya başlar. Daha da araştırır. Ve bir gün yalan perdesini yırtar atar ve gerçek hayata kavuşur (Filmdeki gibi)
Bu anlamda takiyyenin T'sinin olmadığı bir hareketin içinde olmak şükredilecek bir nimettir. Gerçeği aramak ve bulmak yetmez. Gerçeği buldum dediğin yerde gerçeklerin de saklanmadan konuşulması gerekiyor. Kapalı kapılar ardında konuşulanlarla mikrofondan konuşulanlar aynı olmalı. Gerçeklerin konuşulduğu yerde gerçekler yaşanır. Gerçekleri konuşan bir lider, gerçekleri konuşan bir cemaat... Kuran/sünnet ölçüsüyle ortaya koyduğu hedefi belli, metodu belli... Bu durum insanı mutmain ediyor. Dibini görmediğin bir suyun, bir muammanın içinde değilsin.
Son bir not: İlmin menbaından yani Kur'andan (hadislerle beraber, günümüzle bağdaştırarak anlatılan tefsir dersi ) beslenirsek, Efendimizin hayatını masal gibi okumazsak, ne kadar şeffaf ve berrak olduğunu görürüz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder