Gazeteci İsmail Saymaz ‘Şehvetiye
tarikatı’ isimli bir kitap yazdı ve yayımladı.1 Şimdilerde üzerinde
sıkça tartışılan konu bu. Kitapta merdivenaltı ve sapkın şeyhli (bazılarında
müritler de sapkın) 6 tarikat anlatılıyor. O kadar uç ve iğrenç örnekler ki,
bunların bu zamanda nasıl var olduğuna, insanların bunlara nasıl kandığına ve
devletin bunlara nasıl müsaade ettiğine şaşırıyorsunuz. İlk ikisinin sebebi
belli. İslami anlamda o kadar cahil bırakılmış bir halkımız var ki halkın
bunlara inanması, kanması çok da anormal
gelmiyor. Ama devletin yıllarca bunları duymaması, görmemesi işte bu hiç
inandırıcı bir durum değil. 50 insan bir yerde toplansa haberdar olan
istihbaratın, gelen kolluk kuvvetlerinin, yüzlerce insanın uğradığı, paralar
bıraktığı, anormal durumların yaşandığı, 26 kadınla birlikte olduğu söylenen
bir şeyhten, tarikattan haberdar olmaması mümkün değil…
Şimdi, bu 6 tarikatı boş verin,
bu ülkede bir Adnan Oktar hadisesi var ki, Türkiye’nin gözlerinin önünde
yaşandı bütün çirkeflikler. Din adına yapılan pislikler canlı yayınlarda verildi.
Adnan Oktar’ın kendini şeyhlikten çok daha öte ‘mehdi’ ilan etmeleri tüm
Türkiye’nin önünde gerçekleşti. Ve bu karanlık yapının2 yıllarca
genç kızları ve dahi erkekleri ağına düşürerek yaptığı/ yaptırdığı sapıklıklar;
gerek mali açıdan gerekse de ahlaksızlık açısından bahsi geçen 6 tarikatın
fevkinde durumların yaşandığı meşhur seviyede bilinen gerçeklerdir. Peki, neden
yıllarca göz yumuldu? Neden beklendi beklendi ve yenilerde bunlar ortaya
çıkarıldı ve müdahale edildi. Neden?
Belli ki bunlar bir süre devam
etsin istendi. Belli ki müdahale zamanı olarak bu zaman uygun görüldü. Belli ki
sapla saman karışsın istendi. Belli ki kurunun yanında yaş da yansın istendi…
Bu tarikatlar bitiriliyor, bir
kısmı bitirildi, aslında geç bile kalındı, hatta ‘neden bu kadar beklendi?’
sorusunu sormak geliyor içimizden... Bunlar ayrı muammalar ve ayrı önemli sorular
ama bugün ‘cemaatleri bitirme projesi’ adı altında bahsedilen proje bu tür
yapıları bitirme projesi değil, bu bilinmeli! İşte o kuruların yanında yakılmak
istenen yaşlar; bitirilmek istenen onlar.
Sol bir gazeteci olan İsmail
Saymaz nerede bir saçma, sapık, aslında zerre kadar İslami ilmi olmayan sahte şeyhi
ve tarikatı ortaya çıkararak iyi bir araştırmacı gazetecilik örneği ortaya
koymuştur3
Şimdi benim beklentim İslamcı
veya liberal4 gazetecilerden bir tanesinin de çıkıp bunun tam tersi
6 cemaat ve grubu yazması... Yani İstanbul’u Anadolu’yu araştırıp, bu
yazılanların tam tersi hayatlar yaşayan hoca, cemaat veya grupları yazmaları… Temiz
bir hayatı olan, öyle milyonlarla oynamayan, mütevazı bir yaşantıya sahip olan,
gerçek ‘âlim’ sıfatına haiz, milletin ıslahı için uğraşan, gençleri suçlardan
(hırsızlık, içki, yalan- dolandan, hak yemekten ve daha bir çok haramdan)
uzaklaştıran bir hoca, bir cemaat… Yine insanlara sahih İslami eğitim veren,
böyle sapık kimselere kanmamaları için şuur veren bir cemaat... Batının çirkef/
kokuşmuş medeniyetini reddeden bir hoca ve cemaat…
Bazılarının ‘6 tane var mıdır?’ diye alayvâri
bir şekilde sorduğunu duyar gibiyim. Objektif gazeteciler araştırırlarsa çok
daha fazla olduğunu göreceklerdir. Ve bir de bunların, gençliğin suçlardan
kurtulmasına, toplumun ıslahına, ülkeye, memlekete faydasını araştırsınlar, o
faydaları da yakinen göreceklerdir.
Bu naçizane beklentimi hayata
geçiren bir gazeteci çıkar mı bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, bizim cenahın
gazetecileri maalesef oldukça pasif. İstisnalar olmakla beraber, çoğunlukla
İstanbul-Ankara’ya sıkışmış durumdalar. Anadolu’da neler oluyor; nasıl
hareketler filizlenmiş büyümüş ve ne sorunlar yaşanıyor? Maalesef tüm bunlardan
bihaber vaziyetteler…
Dipnot: 1- Kitabı okumadım ama
İsmail Saymaz’ın kendi dilinden katıldığı birkaç programda dinledim
2- İroniye bakar mısınız? Bundan
birkaç yıl önce Alparslan Kuytul Hoca, Adnan Oktar’a ‘karanlık adam’ dediği
için tazminat ödemeye mahkûm edilmişti.
3- Bu konuda taltifimde samimiyim, birileri bunları ortaya çıkarmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder