11 Ocak 2020 Cumartesi
Hayata Dair Anekdotlar...
Kamyon arkasına asılmak
Bir ilçenin bir sokağında büyüdüm. Yere göğe sığmayan halimle tanınırdım. Hatta meşhur bir ifade vardı benimle ilgili 'bir çöp bile görse üzerinden defalarca atlayan, asla normal yürümeyen hoplaya- zıplaya yürüyen kız çocuğu'. Akşama kadar hopladığım için geceleri ayaklarımın ağrısından uyuyamazdım. Annem kızardı 'hoplamaktan yılancık olacaksın'. Anne yılancık nedir diye sorduğumda, çok hareket edenleri bulan hastalık derdi. İşte o kız çocuğunun hayallerinden birisiydi kamyon arkasına asılmak... Evet, kamyon arkasına asılmak. Erkek çocukları sokaktan geçen arabaların arkasına asılırlar, sokağın sonuna kadar gider bütün çocuklar çığlıklarla onların arkasından koşarlardı. Bir gün bir arkadaşla konuştuk 'biz de yapabiliriz hatta bir an önce yapmalıyız.' Ertesi gün fazlaca çocuğun olmadığı bir saatte biz de asılacaktık. Sabaha kadar zor uyudum, hayaller kurdum, plan yaptım, çok mutluydum. Ve büyük an geldi çattı. Kocaman bir kamyon karşıdan geliyordu ve sokağın başında oldukça yavaştı. Arkadaşla, birimiz sağ tarafına, diğerimiz sol tarafına asıldık. İçimden hiçte zor değilmiş ve oldukça zevkliymiş dedim. Kamyon hızlanmaya başladı. Beraber asıldığımız arkadaşım fazla dayanamadı ve daha fazla hızlanmadan kendisini attı. Arkasından bakakaldım. Yani bu kadar mıydı? Hani sokağın sonuna kadar gidecektik. Saniyeler içinde aklımdan bin türlü düşünce geçiyordu.Bir taraftan arkadaşımın bırakmasını ve yalnız kalmamı, bir taraftan benim kamyona asıldığımı gören komşumuzun anneme söyleme ihtimalini, bir taraftan da oldukça hızlanan komyondan inme zamanının geldiğini ama bu kadar hızlıyken nasıl ineceğimi düşünüyordum. Ben bunları düşünürken kamyon daha da hızlandı. İçimden 'binince ne kadar farklıymış, hiç seyretmek gibi değilmiş' dedim. Kamyon artık sokağın sonuna gelmiş ve benim de baştan itibaren hedeflediğim yol tamamlanmıştı. Kendimi birden bire yere bıraktım. Tabi dizlerimin yaralanmasına hatta eşofmanımın yırtılmasına engel olamadım. Çünkü iniş tekniğine dikkat etmemiş, kendimi küt diye bırakmıştım. Canımın acısından gözlerimden yaşlar boşanmasına engel olamıyordum ama asıl canımı yakanın arkadaşımın beni yarı yolda bırakması olduğunu biliyordum. Koşarak yanına gittim. O da mahcup bir ifadeyle beni bekliyordu. Yüzüme baktı ve 'korktum' dedi ve dizlerini gösterdi 'bak benimkiler de yaralandı'. Evet beni yarı yolda bırakan arkadaşımın da canı yanmıştı. Üstelik yolu tamamlayamamaktan dolayı mahcubiyet ve pişmanlık içindeydi. Benimse sadece dizlerim ağrıyordu. Hedeflediğim yolu tamamlamıştım ve hayalimi acı da olsa gerçekleştirmiştim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok güzel bir çocukluk hatırası evet biz bu sahneleri en çok erkek çocukların da gördük 😊
YanıtlaSilHocam en yakın zamanda kitap bekliyoruZ.
YanıtlaSilKeşke çıkarılabilinen dersleride yazsaydınız, daha güzel olurdu...
YanıtlaSilBizler sizleri bu yolda yarı yolda birakmayacagiz Rabbimiz ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın diye dua ediyoruz. Hamdomsun
YanıtlaSilİnsanın çocukken bile hedefinin olması ne güzel... 😊 yaralara inat
YanıtlaSilİnsan kendini her yaşta belli ediyor aslında hocam.o zaman neysek şimdi de oyuz aslında bir cok konuda
YanıtlaSil